Ağaç dalı, sadece fiziksel bir form olmanın ötesinde, soyut birçok duygu ve düşünceyi ifade edebilen güçlü bir simgedir. Bu özelliği kazanmasının en büyük nedeni, ağaç dalının sahip olduğu görsel ve yapısal özelliklerdir.

Örneğin, zeytin ağacının dalı, barışın simgesi olarak evrensel bir kabul görmüştür. Ağaç dalı burada barışı simgeleyen bir araç haline gelerek soyut bir kavramı somutlaştırmaktadır. Aynı zamanda barış yapmak isteyenlerin bu sembol üzerinden iletişim kurmalarına da olanak tanır.

Ağaç dalı ayrıca yardımlaşma, destek olma ve güven sağlama gibi ifadeler için de bir simge oluşturur. "Tutunacak dal" ifadesi, bu durumu en iyi şekilde özetler. Ağaç dalı, insanların doğal ortamda tutunarak belli başlı işlerini hallettikleri (örneğin, ağaca tırmanmak veya sallanmak için) bir yardımcı araçtır. Bu basit ama önemli detay, deyimlere de yerleşerek hayal kırıklıklarını ifade etmeyi mümkün kılmıştır.

Ağaç dalı, geçmişten günümüze birçok metaforla dilimize yerleşmiş ve ait olduğu somut yapıdan soyut bir dünyaya geçmiştir. Bu konuda söylenen deyim ve atasözleri de bunu açıkça göstermektedir.

Örneğin, "Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez" atasözünde ifade edilen ağaç dalı, hem mecazi hem de gerçek anlamda kullanılmaktadır. Gerçekten de insanlar, gölgesinden yararlanmak istedikleri ağaçların dallarını kesmeyerek uzamalarını sağlarlar ve kendilerine gölgelik oluştururlar. Burada reel bir faydalanma söz konusudur. Ancak mecazi yapıyı incelediğimizde, buradaki ağaç dalı fayda görülen kişi, olay, nesne veya durum olarak ifade edilebilir.

Tutunacak dalı olmak ya da olmamak, dal uzatmak, dal gibi görünmek gibi birçok deyim, ağaç dalının yüklendiği mecazi ve gerçek anlamları ifade etmektedir. Ağaç dalı, birçok edebi esere de ilham olmuştur. Lirik şiirlerin ana teması olarak görülen bu ifade, aynı zamanda mecazlarla da karşımıza çıkmaktadır.

"Dallarını açıp kucaklamak dört bir yanı" cümlesi, ağaç dalının doğayı kucaklayan bir kola benzetildiğini göstermektedir. Narin dalları kırmamalı; bu ifade de ağaç dalının hem gerçek hem de mecaz anlamlarını barındırmaktadır. Dalların formu genel itibariyle ince olduğundan kırılması kolay narin parçalardır. Ağacın bu kısımlarının kırılıp tahrip edilmesi, ağacın gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Burada ifade edilen de gerçek anlamda anlaşılan bir durumdur. Ancak dala benzetilen kişileri düşündüğümüzde, bir kişinin hayatının bir parçası olan, tıpkı bir ağaç dalı gibi değerli ve önemli olan, aynı zamanda narin olan bu parçaların kırılmaması gerekmektedir.

Ağaç dalı ile ilgili birçok söz, birçok metafor üretilebilir. Bunlar, geçmişten günümüze gelen ve dilimizin zenginliğini gösteren önemli ve küçük parçalar olarak bilinmelidir.